Psikoloji ile alakalı kitapları merak edenler ya da okumaya ihtiyaç duyanlar için mutlaka okunması gereken 9 psikolojik kitap önerisi yazımızı inceleyebilirsiniz.
Sen ve Ben – Dünyanın En Güzel Hikayesi
Çocuklar bir kardeşi olacağını öğrendiklerinde bu durumu anlamakta zorluk çekebilir, merak ve mutluluğun yanında kıskançlık, kaygı ve korku gibi duyguları da yaşayabilmektedir. Sen ve Ben- Dünyanın En Güzel Hikayesi isimli çocuk kitabı kardeşi olacak üç yaş ve üzeri çocukları bu duruma hazırlarken neler hissedeceğini ve onları nelerin beklediğini anlamasına fayda sağlayacak kitaplardan biridir. Her detayın düşünüldüğü bu kitap, çocukların durumu anlayabilmesi ve pozitif açıdan bakabilmesi için yardımcı olacaktır. Bir çocuğun ağzından kardeşinin dünyaya gelişini anlatan bu kitap, kardeşle birlikte neler meydana geleceğini sade ve dürüst biçimde aktarmaktadır. Kitapta bebeklerin sürekli uyku halinde olmaları, konuşamadıkları için ağlayarak ihtiyaçlarını ifade ettikleri, anneye yoğun ihtiyaç duyduğu için çoğunlukla ilginin kardeşe yoğunlaşacağını ve bu durumların anlayışla karşılanması gerektiği ifade ediliyor. Bunlara ek olarak kitapta, kardeşe nasıl destek olabileceği, birlikte oynanacak oyunlar da aktarılıyor.
Kitapta bulunan çocuk karakter kardeşi için merak ve heyecanla hazırlık yapmaktadır. Siz de eve bir kardeşin gelecek olması ile ilgili çocuğunuzun neler hissettiğini, neleri merak ettiğini onunla konuşabilirsiniz. Birlikte geçirilecek zamanları hayal ederek gözünde canlandırmasına yardımcı olabilirsiniz. Kardeşle ilgili alınan kararlarda çocuğunuzun fikrini alarak seçim yapmasına olanak sağlayabilirsiniz. Bu tutum çocuğunuzun kardeşi ile bağ kurmasını ve sizin için önemli olduğunu hatırlamasını sağlayacaktır.
Olgunlaşmamış Ebeveynlerin Yetişkin Çocukları
Çocukluğunuza geri dönüp baktığınızda duygu ve düşüncelerinizin ebeveynleriniz tarafından yok sayıldığını, ihtiyaçlarınızın karşılanmadığını ve ebeveynlerinizin tutumlarını telafi edebilmek için fazlasıyla sorumluluk almanız gerektiğini fark edip öfke, yalnızlık, ihanet, terk edilmişlik duygularını yoğun şekilde hissediyor olabilirsiniz. Bu durum ebeveynlerinizin duygusal olgunlukta olmadığına dair bir ipucu olabilir.
Ebeveynlerimizi seçme şansımız yok ancak duygusal olarak olgunlaşmamış ebeveynlerin çocukları üzerindeki negatif etkilerden kurtularak hayatlarımızda ileriye doğru gitmek için şansımız var. Olgunlaşmamış Ebeveynlerin Yetişklin Çocukları adlı kitap ebeveynlerin ihmalkar davranışlarının çocuklar üzerinde nasıl etkiler bıraktığını, bu etkilerle başa çıkmak için geliştirilen stratejileri örnek vakalar ile sunmaktadır. Örnek vakaları okurken kendinizden mutlaka bir parça bulabileceğiniz ve bu sayede ebeveynlerin etkilerinden kurtulabilir, kendinizi daha yakından tanıyabilir, ebeveynlerinize karşı davranışlarınızı kontrol edebilirsiniz. Bu kitap bunlara ek olarak, ebeveynler dışında kurulan ilişkilerde karşınızdaki kişinin duygusal olgunluğunu belirlemenize fayda sağlayacaktır. Olumlu ilişkiler kurabilmek için yol gösterici bir kitaptır.
“İnsan Olmak” – Engin Geçtan
Engin Geçtan’ın 1983’te kaleme aldığı “İnsan Olmak”, insan davranışlarının arka planındaki dinamik süreci çok yalın bir dille aktararak genel bir okuyucu kitlesine hitap ediyor. Engin Geçtan’ın klinik deneyimlerinden yola çıkarak yaptığı çıkarsamalar çoğunlukla varoluşçu perspektiften ele alınmış. Kitabın temel gayesi insanın kendisi ve çevresi hakkındaki bilinmezliklerin sayısını azaltmak denilebilir. Kitaptaki en etkileyici cümlelerden birisi olan “İnsanın kendi içinde ürettiği kargaşa dış dünyadaki gerçek tehlikelerden çok daha ürkütücüdür” cümlesi insan davranışlarının gerisinde yatan temel dinamiğe vurgu yapıyor. İnsan davranışları ve içinde bulunduğu durumlarla ilgili kitabın içerisinde birçok bölüm bulunmakta, bunlardan bazıları; Birey ve Toplum, Ana-Baba ve Çocuk, Değersizlik Duygusu, Kaygı, Yalnızlık, Yaşam ve Ölüm, Öfke ve Düşmanlık… “Birey ve Toplum” bölümünde insanın var olduğu andan günümüze kadar insan ve toplum arasındaki etkileşim ele alınıyor. İkinci bölüm olan “Ana-Baba ve Çocuk”ta ise bireylerin çocukluk yaşantılarına vurgu yapılarak çocukluk dönemi ihtiyaçları ve gelecek yaşantıları arasındaki bağlantılar üzerinden açıklamalar getiriliyor. Farklı gelişim dönemlerinin özellikleri ve ihtiyaçları kitabın genelinde ele alınıyor. Kitabın yalın dili ve kapsayıcı içeriği çok geniş bir okuyucu kitlesine hitap ediyor. İnsan olmanın getirdiği bilinmezliğe ve insan davranışlarına ışık tutmak isteyenler için tekrar tekrar okunur nitelikte sürükleyici bir kitap.
“Denemediğim Yol Kalmadı!” – Isabelle Filliozat
1 – 5 yaş arası çocuğu olan ebeveynlere rehber niteliğindeki bu kitap karşı koyma, öfke krizleri ve ağlama nöbetleri konusunda farklı açıklamalar getiriyor. Kitabın yazarı Isabelle Filliozat iki çocuk sahibi bir anne olarak ebeveynlik becerilerinin her zaman çözüm odaklı öneriler ile sınırlı olmadığını vurguluyor. Kitabın içerisinde yer alan ebeveyn ve çocuk karikatürleri tüm dünyada görülen benzer ebeveynlik yaklaşımlarını çok iyi yansıtıyor. Kitabın giriş kısmındaki kullanım kılavuzu ise nöroloji ve deneysel psikoloji alanındaki bilgilere, çocuğun mevcut durumdaki duygu ve düşüncelerine her bir bölümde nasıl erişebileceğimizi anlatıyor. Kitabın temel yaklaşımını en iyi özetleyen cümlelerinden birisi “Sakın ha bize inanmayın, bu kitap size gerçeği vermiyor. Herkes gerçeğe kendi gözlemleri, duyguları ve deneyimleri ile ulaşır.” olabilir. Çocuğun gözlenen “problemli” davranışlarını her zaman için kapris veya kışkırtma olarak ele almak yerine bir tepki, cevap veya sonuç olarak değerlendirmenin fayda getireceği aktarılıyor. Çocuğun beklenmedik ve uyumsuz davranışları bazen ihtiyaçlarını fark etmek için bir öğrenme fırsatı yaratabilir…
Klasik ebeveynlik kitaplarından farklı olarak bilimsel temelleri olan esnek ebeveynlik becerileri hakkında bilgilendirici bir kitap olan “Denemediğim Yol Kalmadı!” 1 – 5 yaş arası çocuklu ebeveynler için takip etmesi keyifli bir kaynak olabilir. Yazarın diğer kitapları olan “Sabrımı Zorluyorsun” ve “Artık Hiç Anlaşamıyoruz” ise farklı yaş aralıklarındaki çocukların ebeveynlerine yönelik olarak kaleme alınmıştır. Seri halindeki bu üç kitap çocukluk ve ergenlik dönemini deneyimleyen tüm ebeveynleri kapsayarak ebeveynlik becerileriyle ilgili genel bir altyapı oluşturuyor.
Geliştiren Anne Baba
Doğan Cüceloğlu’nun ‘Geliştiren Anne-Baba’ kitabı beş bölümden oluşmaktadır.
İlk bölümde, anne ve babalara çocukları anlatılmaktadır. Çocukları anne ve babalara anlatırken altı boyut kapsamında bu tanıtım yapılıyor. Geliştiren anne-baba olabilmek için ilk olarak bu altı boyutun kavranması gerekiyor. Kitapta bu altı boyut şu şekilde tanımlanmış;
– Muhteşem bir insan potansiyeline sahip olmak
– Olduğu gibi kabul edilmek
– Çok değerli, dünyada bir benzeri daha bulunmadığını kavramak
– Varoluşuna, potansiyeline güvenilmek
– Sevilmeye, emek ve zaman verilmeye layık olmak
– Hem aileye, topluma, yaşama ait hem de birey olarak özgür biri olmak
Kitabın ikinci bölümünde, anne ve babaların çocuklarından beklentilerine değiniyor. Bunun yanında ebeveynlerin çocuklarını büyütürken etkilendikleri kültürel kalıplara değiniliyor.
Üçüncü bölümde, gelişmek için değişmek isteyen bir ebeveynlere bu sürecin kolay olmayabileceğini fakat kesinlikle emek ve zaman harcamaya değer olduğundan bahsediliyor. Ebeveynlere gerçek dışı umutlar yerine gerçekler gösterilirken aynı zamanda bir adım atmaları için de onları teşvik etmek amaçlanıyor.
Dördüncü bölüm ise, eşler arasındaki ilişkinin sağlıklı olmasının önemini vurguluyor ve ebeveynlerin çocuk yetiştirirken kendi yetişme biçimlerinin farkında olmalarının önemi üzerinde duruyor.
Son olarak beşinci bölümde ise yazar, aile toplantılarının önemine değiniyor. Bu toplantıların nasıl yapılması gerektiğini ve aileye sunacağı faydaları açıklıyor.
Kitabın bölümleri birbiri ile ilişkili olarak ilerlemektedir ve her bölümün başlangıcında bir önceki bölümler ile ilgili bilgiler yer aldığı için önceki bölümlerdeki konuların anlaşılması daha da kolaylaşmaktadır. Bu yönüyle çocuk büyütürken kolaylıkla okunup anlaşılabilecek ve ebeveynlere destek olabilecek bir kitaptır.
Dedemin Adası
Sevdiğimiz birini kaybettiğimizde bu olayla başa çıkmak yetişkin kişiler için bile zorlayıcı bir olay iken çocuklara bu olayı açıklamak daha da zorlayıcı bir durum haline gelebilir. Ölüm kavramını anlamlandırmak, ölüm sonrası süreci deneyimlemek ve ölen kişiye duyulan özlem duygusunu kontrol etmek yaş dönemlerine göre değişiklik göstermektedir. Çocuklara ölüm anlatılırken açık ve net bir dil kullanılmalı, belirsiz anlatımlardan kaçınılmalıdır. Çocuğa ölen kişinin geri geleceğine dair cümleler kurmak hem ölümü kabul etmemeyi zorlaştırır hem de çocukların beklenti içine girmelerine neden olur. Bu sebeple ölüm gibi soyut bir kavramı çocuklar için netleştirip anlamlandırmaya çalışırken ‘Dedemin Adası’ adlı eser oldukça yardımcı bir kaynaktır. Ölümü bu duru bir dille anlatan bu eser özellikle okul öncesi çocuklarına okumak ve üzerine konuşmak için uygundur. Kitap genel anlamıyla ölen kişilerin geri gelmeyeceğini ve bunun sonucunda onları özlememizin çok normal olduğunu fakat gittikleri yerde mutlu olduklarını bilmenin bize iyi hissettireceğini anlatmaktadır. Kitabın içeriğine kısa bir şekilde göz gezdirecek olursak; Sid bir gün dedesinin evine gittiğinde dedesi ona tavan arasında bulunan gizlenmiş metal bir kapı gösterir. Daha sonrasında Sid ve dedesi bu kapıdan içeriye girip gemiyle muhteşem bir adaya doğru yolculuğa çıkarlar. Gittikleri bu adada çok güzel bir ev yaparlar ve birçok hayvanla arkadaşlar olurlar. Artık eve dönme vakti geldiğinde ise Dedesi, Sid’e artık burada kalacağını söyler ve kucaklaşıp vedalaşırlar. Ertesi gün Sid, tekrar dedesinin evine gider fakat dedesi artık orada değildir. Beraber yolculuğa çıktıkları metal kapı da ortada yoktur. Sonrasında Sid, kendisine bırakılmış bir zarf bulur ve zarfın içinde bir fotoğraf vardır. Fotoğrafta Dedesi adada edindiği arkadaşlarından biriyle beraberdir ve oldukça mutlu gözüküyordur.
İnsanın Anlam Arayışı
İnsanın Anlam Arayışı, Viktor Frankl’ın Nazi kampındayken yaşadıklarının ve orada onunla beraber olan kişileri gözlemleyerek edindiği bilgilerin sonucunda yazdığı bir kitaptır. Yazar, kitapta kurucusu olduğu Logoterapi ile beraber yaşamımızın anlamını keşfetmek için üç farklı seçenek olduğunu söylemektedir.
– Birinci seçenek, bir yapıt oluşturmak ya da bir iş ile uğraşarak anlamın keşfedilmesi
– İkinci seçenek, var olan bir anlam ile etkileşim kurarak ve onu deneyimleyerek anlamın keşfedilmesi
– Üçünü seçenek ise kaçınılmaz olan acıya yönelik bir duruş yaratarak anlamın keşfedilmesi.
İnsanın Anlam Arayışı, üç bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde Frankl, kampta yaşadıklarını bütün gerçekliğiyle anlatıyor.
İkinci bölümde yaratıcısı olduğu Logoterapi’yi ve bu terapi modelinin temel yapı taşlarını açıklarken aynı zamanda kuramın temelinde yer alan kavramlara da değiniyor. Bu kuram çerçevesinde yaşamın anlamının nasıl fark edileceğini ve yaşamın anlamının her birey için neden biricik olduğunu anlatıyor.
Üçüncü bölüm ise Frankl’ın verdiği Logoterapi derslerinden oluşuyor.
Bu kitap Logoterapi ile ilgili bilgi edinmek isteyen ya da kendi yaşamının anlamını keşfetme konusunda zorluk yaşayan kişilere yardımcı bir kaynak olabilir.
İkili İlişkilerde Duygusal Manipülasyon : Narsist Bir Partnerle Yüzleşmek
Manipülasyonlar ilişkilerin bir parçası gibi görünse de, narsist bir partner tarafından uygulandığında narsistik sapkınlık halini almaktadır. Narsistik manipülasyon en az fiziksel şiddet kadar yıkıcı olmaktadır. Narsist partner, küçük oyunlarla partnerini sürekli eleştirerek kendi istediği kişiliğe bürünmesini sağlamaktadır. Kendisini mağdur olarak yansıtmaktadır. Bunu yaparken partnerinin ihtiyaç ve beklentilerini unutturur, özsaygısını da ortadan kaldırır. Bu sayede narsistik kişinin partneri, “suçluyum” düşüncesine odaklanır, mağdurun kendisi olduğunu fark edemez.
Gün geçtikçe daha sık gözlemlediğimiz narsistik manipülasyon bulunan ilişkiler bu kitabın konusunu oluşturmaktadır. Yazarlar bu kitapta örnek vaka, model, durum, sorun ve çözümler üzerinden narsistik partnerin tutum ve davranışlarını inceleyerek ortaya çıkaran etkenlerini; narsistik kişinin partnerinin ise bu saplantılı durumdan çıkabilmek için nasıl bir yol izleyebileceğine dair öneriler sunmaktalar.
Duygusal bağ kurabildiğini hissetmek, çatışmalar yaşamak, mutlu hissetmek, reddedilmek, tekrar bir araya gelmek ve tekrar aynı döngüleri takip etmek sağlıklı bir ilişki olmadığını göstermektedir. Ancak bunu çözebilmek için cesaretle üzerine gidebilmek gerekir. Sizler için aklınızdaki düşünce döngülerini dışarıdan bir göz olarak görmenizi sağlayacak bir kitap olacaktır.
Dramsız Disiplin – Dr. Daniel Siegel, Dr. Tina Payne Bryson
Dramsız Disiplin, bütün beyin yaklaşımını temel alarak ev ortamındaki kaosu durdurmak adına ebeveynlere rehberlik ediyor. Kitap boyunca ebeveynlerin genel disiplin felsefeleri hakkında akılcı sorular yönlendiriliyor. Temellerini nörobiyolojiye dayandıran Dramsız Disiplin, bilimsel bilgiyi ulaşılabilir ve pratik hale getirerek ebeveynlere kaynak oluyor. “Disiplin” kelimesi bazıları için kulağa sert gelse de bazı ebeveynler için olmazsa olmaz ebeveyn pratiklerinden birisi. Kitapta disiplin oluşturabilmek adına çocuk ve ebeveynin öğrenme durumuna geçmesi ve bağlantı kurması gerektiği üzerinde duruluyor. Kitabın asıl mesajı ise şu şekilde özetlenebilir, “Gerçekten saygı dolu ve korumacı fakat aynı zamanda net ve tutarlı sınırları olan bir yolla disipline edebilirsiniz…” Sinir krizleri, yanlış anlaşılmalar ve çok daha fazlası Dramsız Disiplin yöntemleri ile başa çıkılır hale gelebiliyor.
Dramsız Disiplin’in temel odaklarından birisi çocukla bağlantı kurma ve yönlendirmeyle ilişkili. Bağlantı kurma ve yönlendirme empati becerisine de dayanan bir yaklaşım yolu olarak nitelendirilebilir. Aslında yalnızca çocuk ve ebeveyn odağında değil, her türlü ilişki bağlamında empati kurma ve problem çözme becerileri için fikir verici nitelikte bir kaynak. Çocuğuyla veya bir başkasıyla daha iyi anlaşmak isteyen herkes için uygun bir kaynak olabilir Dramsız Disiplin.