
ÇOCUĞUN KARİYER YOLCULUĞUNDA EBEVEYN YAKLAŞIMLARI
Aşırı Mükemmelliyetçi Ebeveyn Tutumları ve Çocuğun Akademik Başarısı
Mükemmeliyetçi ebeveynler her çocuğun birbirinden farklı olduğu gerçeğini görmezden gelerek çocuklarının en iyi koşullarda en iyisi olabileceklerini varsayabilmektedir. Mükemmeliyetçi tutumlar gösteren ebeveynler başarılı olmayı normalize ederek başarıyı olması gereken bir olgu olarak ele alır. Bu anlayış var olan başarıyı görmezden gelmeyi, takdir etmemeyi de beraberinde getirir. Başarısızlık ise örtük veya doğrudan davranışlar ile reddedici bir tutumla karşılanmaktadır.
Mükemmeliyetçi Ebeveyn Yaklaşımının Çocuğa Etkileri
Bazen çocuğun akademik başarısızlıkları ebeveyne ait bir endişe nesnesi haline gelir, bu da akademik başarının takibini ve kontrolünü ebeveyne bırakarak çocuğu büsbütün okul başarısından uzaklaştırıcı bir etki yaratabilmektedir. Böyle çocuklar hata yapmaktan kaçınan veya korkan bir yapıyı yaşamlarına genelleyebilmektedir, çünkü çocuğun büyüdüğü ev ortamında küçük hatalar, zaman zaman karşılaşılan zayıf notlar her zaman üzerinde ciddiyetle durulan ve reddedilen bir tutumla ele alınmıştır.
Aşırı Hoşgörülü Ebeveynler ve Çocuğun Akademik Başarısı
Orta yaş ve üzeri ve ebeveynlerde, tek çocuklu ailelerde ve tek ebeveynli ailelerde sıklıkla görülen bu yaklaşımda aşırı şefkat odaklı ve çocuk merkezli tutumlar görülmektedir. Ancak sınırlar ve kurallar söz konusu olduğunda ebeveynlik becerileri yetersiz kalmaktadır. Bu yaklaşımın gösterildiği evlerde evin kurallarını çocuk belirler. Bu yaklaşımı uygulayan ebeveynler genellikle “Sanki beni parmağında oynatıyor…”, “Ne isterse yapıyoruz, yine de yaranamıyoruz…” gibi yakınmalarda bulunurlar. Çocuğun hataları, başarısızlıkları görmezden gelinir, çocuğa sınırsız haklar tanınır. Çocuğa yönelik görev ve beklentiler minimal düzeyde tutulur.
Hoşgörülü Ebeveyn Yaklaşımının Çocuğa Etkileri
Aşırı hoşgörülü ebeveynlerle büyüyen çocuklar, sınırlarla büyümedikleri için okul sıralarında ilk kez karşılaştıkları sınırlar karşısında ne yapacaklarını bilemezler. Evde olduğu gibi okulda da kendi istek ve beklentilerini erteleyemez, tolere edemezler. Öğretmeninin de tıpkı ebeveynlerinde olduğu gibi hatalarını görmezden gelmesini, maksimum düzeyde şefkat göstermesini beklerler. Genel olarak okula uyum problemlerini sıkça gördüğümüz bu çocuklar bahsettiğimiz ebeveynlik yaklaşımının içinden büyüyüp okul çağlarına gelmişlerdir. Mevcut okul uyum problemi akademik başarıyı da çoğunlukla doğrudan etkilemektedir. Başarısız olmanın getirileri ile ilk kez karşılaşan ve yüzleşen çocuklar kendilerini okul reddi, içe kapanma, hırçınlık, öfke problemleri gibi davranışlar ile göstermektedir.
Hem aşırı hoşgörülü tutumda hem de aşırı mükemmeliyetçi tutumda çocuğun akademik başarısı ve kariyer yolculuğu farklı düzeylerde etkilenmektedir. Bu iki yaklaşımı bir ipin iki ucunda gibi düşünecek olursak her ikisinin de doğruları ve yanlışları üzerinden etkili ebeveynlik yaklaşımlarını ele almak mümkün olabilir.
Üniversite Tercihleri ve Ebeveyn Yaklaşımları
Sınav sistemleri, üniversite tercihleri ülke geneli akademik başarıyı ölçmeye ve değerlendirmeye yarayan araçlardır. Öğrencinin sınavlarda başarıyı yakalaması ve iyi akademik kariyere sahip olabilmesi için tüm öğrencilerin yakaladığı genel başarı oranına yakın olması gerekmektedir. Bu durum tüm dersler ve beceriler (hız, azim, dikkat) için de ayrı ayrı geçerli olmaktadır. Bu süreç birçok öğrenci için beklenen bilişsel, duygusal ve davranışsal anlamda yatkınlığı, ilgi ve merak duygusunu birçok farklı alanda mümkün kılmayabilir.
Üniversite tercihi eşittir meslek tercihi denklemi gün geçtikçe geçerliğini yitirmektedir. Üniversite sıralamaları gibi genel başarı oranına referans olabilecek standartlar bir önceki senenin öğrencisinin hayaline, planına, çabasına ve en önemlisi tercihine göre ortaya çıkıyor. Yani bu süreç sizin çocuğunuzun tutkusu olduğu alana ve hayallerine göre belirlenememiş oluyor. Durum bu olunca çocuğun spesifik olarak ilgisi olan alanlar sınav sisteminin yarış telaşı içerisinde zaten gösterilmesi beklenen görevler olarak görmezden gelinip zayıf derslere, yetersiz becerilere odaklanılıyor.
Ebeveyn olarak Üniversiteye Hazırlanan Çocuğa Nasıl Yaklaşılmalıdır?
Ne yaptığımızdan çok nasıl yaptığımızın katbekat önemli olduğu bir devirde yaşıyoruz. Çocuğunuzun kesinlikle başarılı veya zengin olacağından emin olduğunuz “mesleklere hazırlamak” tüm derslerde başarıyı gerektiriyor fakat bu durum çocuğun ilgi alanlarını zamanla köreltiyor.
Ebeveyn olarak çocuğu hayata hazırlamak, rehberlik etmek gibi temel görevler yerini çocukla ilgili mesleki beklentilere veya yerleşeceği üniversite ve bölümle ilgili beklentilere bıraktığında çocuğu başkaları tarafından belirlenmiş standartlara hapsediyor, bu standartlara göre başarılı sayıyoruz. Çocuğun kendi yolculuğunda mesleği ve mesleğiyle ilgili getirileri bir araç olarak değerlendirilmeli, bireysel doyum ve mutluluk hedeflenmelidir.