Tükenmişlik Sendromu Nedir?
Kişide yoğun ve sürekli olarak devam eden kaygının neden olduğu; bedensel, psikolojik ve bilişsel yorgunluk hali tükenmişlik sendromu olarak isimlendirilir. Çevreden gelen isteklere yetişemediğimiz anlarda bu durum kendini bunalmış ve duygusal açıdan tükenmiş olarak hissetmemize sebep olarak gösterir. Bu olumsuz duygu sürekli olarak devam ettikçe kişideki ilgi ve motivasyon yok olmaya başlar. Motivasyon ve alaka kaybolduğunda üretkenlik de bununla birlikte azalmaya başlar. Tükenmişlik sendromu, sosyal ilişkileri ve işlevselliği olumsuz etkiler ve kişinin hayatının birçok alanına yansıyabilir.
Tükenmişlik Sendromu Evreleri Nelerdir?
Tükenmişlik sendromunda dört aşama mevcuttur. Şu şekilde inceleyebiliriz:
Birinci Aşama: Bu aşamada kişi çok hevesli ve heyecanlıdır. Gelecek planları yapar ve bunlar için elinden geldiğince çok çalışır.
İkinci Aşama: Bu aşamada kişinin hevesi ve heyecanı git gide azalır. Günlük hayatında karşısına çıkan küçük problemler bile büyük rahatsızlıklar duymasına sebep olur. İşinden ve hayatından aşama aşama tatmin olamaya başlar ve bıkkınlık hisseder.
Üçüncü Aşama: Tükenmişlik sendromunun bu aşamasında, kişide hayatındaki yanlışların yoluna girmeyeceği ve insanların değişmeyeceği inancı oluşmaya başlar. Bu durum sonrasında kişi ya mücadele etmeye yönelik yeni yöntemler geliştirir veya direnç göstererek işleri daha zora sokma gibi davranışlarda bulunur.
Dördüncü Aşama: Bu aşamada kişide büyük bir inançsızlık ve hayatına karşı heyecanının azalması gibi duygular gözlenir. Hayatında sadece maddi ve sosyal olarak güvence kurma zorunluluğu sebebiyle emek harcar. Hayat başarısı düşer ve sosyal olarak uzaklaşma durumu gözlenir.
Tükenmişlik Sendromu Belirtileri Nelerdir ?
* Fiziksel olarak tükenmiş hissetmek
* Psikolojik olarak tükenmiş hissetmek
* Sürekli tekrar eden negatif düşünceler
* Karamsarlık ve umutsuzluk
* Günlük hayattaki işleri bitirme konusunda zorluk yaşama
* İş hayatında ve sosyal ilişkilerde olumsuz örüntülerin ortaya çıkması
* Sigara ve alkol kullanımında artış
* Daha dürtüsel cinsel davranışlarda bulunma
* Konuşurken daha isteksiz olma
* Kişisel sağlık konusunda aşırı düşünme
* Fiziksel hareketlerde yavaşlama
* Kaza ve yaralanmalarda artış
* Kendini önemsiz hissetme
* Unutkanlık ve dalgınlık
* Psikosomatik rahatsızlıklar
* Çok ani öfkelenmeler yaşama
* Kendini yetersiz hissetme
Tükenmişlik Sendromu Neden Olur ?
Tükenmişlik sendromunu tek bir sebebe bağlamak doğru olmayabilir. Genellikle birden fazla faktörün birleşmesi ile kendini gösteren bir sorundur. Bu duruma sebep olabilecek faktörler şu şekilde sıralanabilir:
* Otoriter bir tutumda yetişmek/yaşıyor olmak
* Belirsizlik durumlarına toleransın az olması
* Çok fazla başarılı olma isteği
* Öz yeterliliğin düşük olması
* Psikolojik dayanıklılığın düşük olması
* Demografik özellikler
* Çalışma süresinin çok yoğun olması
* Yaşanan rol çatışmaları
* Aşırı sorumluluk altında olmak
* Kişilerarası ilişkilerde yaşanan sorunlar
* Çok fazla baskı altında olmak
* Sosyal destek eksikliği
Tükenmişlik Sendromu Tedavisi Nasıl Olur ?
Tükenmişlik sendromu, bireyin yaşamını birçok açıdan olumsuz olarak etkilesede tedavisi mümkün olan bir sorundur. Tedavi süreci bu sorunun ne kadar ilerlediği tespit edildikten sonra şekillenmektedir. Sendromun çok fazla ilerlemediği durumlarda kişiler bireysel olarak önlemler alabilir. İş hayatlarında ve sosyal ilişkilerinde yapacağı değişiklikler bu konuyla mücadale ederken kişilere yardımcı olabilmektedir. Fakat bu durum ilerlemiş ve kişinin günlük hayattaki işlevselliğini önemli ölçüde bozan bir hale dönüşmüşse bu durumla bir uzamadan destek alınması daha uygun olacaktır. Tükenmişlik sendromunun tedavisinde öncelikli olarak psikoterapi kullanılmaktadır. Bununla beraber sendromun yüksek şiddette ilerlediği durumlarda psikiyatrist yönlendirmesiyle beraber ilaç tedavisi de uygulanmaktadır.
Sendromun ortadan kalkması ve bireyin günlük yaşamına tekrardan dönebilmesi için kendisinin de çaba göstermesi gerekmektedir. Kişi, yaşam stilinde değişiklikler yapmalı, kendine daha fazla zaman ayırmalı ve stres kaynağı yaratan durumlardan uzak durmaya çalışmalıdır. Psikoterapilere aksatmadan katılan ve uzman tarafından yapılan yönlendirmelere uyum gösteren kişiler bu süreçte olumlu etkiler gözlemleyerek sağlıklı bir şekilde hayatlarına devam edebilirler.