ALIŞVERİŞ MERKEZİNİN SINIRSIZ SEÇENEKLERİNDE KAYBOLAN ÇOCUKLA SINIR MÜCADELESİ
Çocuğunuz ısrarcı, inatçı ve kaygılı göründüğü durumlarda tutarlı ve gerçekçi sınırlara ihtiyaç duyuyor olabilir. Bir market alışverişi sırasında istediği bir atıştırmalığın alınması konusunda ısrarcı davranan çocuğa verilen en beklendik tepkilerden birisi “Paramız yok alamayız şimdi” dir. Bunu duyan çocuk henüz bu durumu duygusal olarak kabullenemeden ebeveynini ev için alışveriş yapmaya devam ederken gördüğünde gerçeklik ve ebeveynin verdiği “Paramız yok” bilgisi çelişmektedir. Bu durumda çocuğun ebeveynine duyduğu güven zedelenmekle beraber para ve istediklerinin alınması konusunda farklı bir algıya sahip olacaktır. Çocuğun “Para yoksa atıştırmalık alamayız, para varsa atıştırmalık alabiliriz” gibi bir basit bir mantık geliştirmesi bu noktada kaçınılmazdır. Çünkü çocuğa konulan bu etkisiz sınırlamada çocuğun isteği yalnızca paranın varlığına ve yokluğuna göre ele alınmıştır, atıştırmalığı neden alamayacağı (muhtemelen yeterince atıştırmalık almış olması, almak istediği atıştırmalığın sağlık açısından uygun olmayışı…) çocuğa doğrudan aktarılmamıştır. Dolayısıyla bir sonraki market alışverişine çıkarken elinizde yeterince para olduğunu bilen çocuğunuzun oturttuğu basit mantığa göre ekstra atıştırmalık için ısrarcı olması beklendik bir durum haline gelmektedir. Buna benzer şekilde bir sonraki alışverişe çıkarken istediği atıştırmalıkları alma heyecanı duyan çocuğunuz muhtemelen size şu soruyu soracaktır: “Anne paramız var mı?”
DUYGUSAL FARKINDALIK
Sınır koymak için ebeveynin duyguları ve davranışları konusunda farkındalık geliştirmesi gerekmektedir. Yukarıda verilen örnek ve sıklıkla yaşanan senaryoda ebeveynin tutarsız davranışı ve yeterince etkili olmayan açıklaması çocuğun alışveriş merkezinden bağırarak veya çekiştirilerek eve götürülmesi ile sonlandırılmış olabilir. Ya da bir diğer alternatif sonuç olarak çocuğun istediği tüm atıştırmalıklar sadece ağlamaması ve sessiz kalması için alınarak eve dönülmüş, ebeveyn kendisini yetersizlik duyguları ile mücadele ederken ya da çocuğundan şikayet ederken bulmuş olabilir. “Doyumsuz bu çocuk, ne istese aldık, yaptık yine aynı şeyi yapıyor, burnumdan getirdi yine…” “Bu çocuk beni parmağında oynatıyor…”
ETKİLİ SINIR KOYMA SÜRECİ
Etkili bir sınır koymak için sınırları alışveriş öncesinde çocukla beraber bir alışveriş listesi hazırlanarak çocuğu da sürece dahil etmek gerekebilir. Alışveriş listesine hem çocuğun hem evin ihtiyaçları için maddeler eklenebilir, böylece çocuk yalnızca alışveriş sırasında değil alışveriş öncesinde sınırları fark eder, kaç tane, kaç çeşit atıştırmalık alabileceğini ebeveyni ile ortak bir şekilde belirleyebilir. Ancak bu yeterli olmayacaktır, alışveriş merkezine gelindiğinde renk renk, çeşit çeşit, yeni, farklı ve çekici ambalajlara bürünmüş atıştırmalıkların her biri ayrı bir uyaran olarak çocuğun dikkatini çekecek ve alışverişe çıkmadan önce konulan sınırlara sadık kalmak çocuk için oldukça zorlayıcı olacaktır. Yani bu noktada tüm listelere ve anlaşmalara rağmen çocuğunuz beklediğiniz gibi davranmadı ve sizi zorlamaya başladı. İşte tam bu noktada ebeveynin duyguları sınır koymasına engel olabilir. Uzun bir alışveriş listesini tamamlayıp, eve gittikten sonra evdeki işlerini tamamlamayı düşünen ebeveyn için çocuğun elindeki çikolata için kendini yerlere yatması, ağlaması sizi öfkelendirebilir. Önce kendi duygunuzu kendinize teslim ettikten sonra çocuğun duygusuna odaklanabilirsiniz. Öfkeli bir ses tonu, gergin jest ve mimikler ve etraftakiler bize bakıyor mu diye endişelenen gözlerle çocuğunuza sınır koymanız zorlayıcı olacaktır. Çünkü sizi bu şekilde gözlemleyen çocuğun gerginliği artacak ve ihtiyaçlarını, otoritesini koymak için sizi biraz daha zorlamaya başlayacaktır. Çocuk bu ihtiyaçlarını, sınırlarını gözetmekte yetişkinler kadar yeterli değil bu yüzden sizin sakin ve rehber olan tutumunuza ihtiyacı var, önce sakinleşmelisiniz.
ÇARPIŞAN İHTİYAÇLAR
Burada yetişkin kendi dünyasındaki ihtiyaçlarını karşılamanın gerginliğini hissederken (yeterli bir anne miyim, çocuğuma söz geçirebilecek miyim, şuradan rezil olmadan çıkabilecek miyiz, evdeki işleri yetiştirebilecek miyim…), çocuk da kendi gelişimsel düzeyinde ihtiyaçlarını (güçlü olma ihtiyacı, birçok uyaranın olduğu bir ortamda duygularını düzenleyememe, regüle olamama…) karşılamaya çalışmaktadır.
BELİRGİN SINIRLAR VE ÇOCUKLA KURULAN DUYGUSAL TEMAS
Kendi duygunuzu fark edip kendinizi düzenledikten sonra çocuğun duygusunu teslim etmeli, yaşadığı duyguyu isimlendirmelisiniz. “Bu çikolatayı çok beğendiğini ve bu yeni çıkan çeşidi için çok heyecanlı olduğunu biliyorum…” Sonrasında neden çikolatayı alamayacağınızı çocuğa anlayacağı şekilde açıklamanız önemli. “Listeyi hazırlarken 5 tane çikolata için anlaşmıştık ekstra bir çikolatayı alamayacağımız için üzgünüm. Bu çikolatayı almak için ısrarcı olup ağlamayı seçerek buradan çıkarak eve gitmeyi tercih ediyorsun. Bu senin kararın” Bu açıklama ile muhtemelen ısrarcı olmaya veya ağlamaya devam edecek çocuğunuza sınırları hatırlattınız, duygusunu yansıttınız. Bundan sonraki süreçte ağlamasına tahammül edemediğiniz noktada istediği çikolatayı da alıp eve gitmeyi karar verirseniz ilk senaryodaki gibi tutarsız bir davranış göstermiş olursunuz. Ancak kararlı bir şekilde duygusunu yaşarken yanında kalarak duygu yansıtması yaparsanız sınırı koyabilirsiniz. Belki çocuğun ağlamaya devam etmesi başarısız olduğunuzu düşündürebilir ancak bir sonraki alışverişinize çıktığınızda işler biraz daha kolaylaşacaktır, çünkü sınırlarını ve kararlılığınızı çocuğunuz deneyimledi…
Psk Dan Sena DÜZENLİ