Neden Kendinizi Değersiz Hissediyorsunuz?
Değersizlik hissiyle baş edebilirsiniz. Öncelikle, değersizlik hissine neler sebep olduğunu bilmek gerekir. Düşüncelere, hislere ve duygulara daha gerçekçi yaklaşmak asıl sebebi ortaya çıkarmakta fayda sağlar. Sizlere yardımcı olması açısından; aşağıda değersiz hissetmenize sebep olabilecek bazı durumlar yer almaktadır.
1.Zihinsel Sağlık
Değersiz hissetmek, temelde depresyon belirtileri ile ilişkilendirilmektedir çünkü depresyonda yaşanan duygu durum bozukluğu genellikle kalıcı üzüntü, umutsuzluk, yalnızlık, suçluluk, motivasyon kaybı, utanç gibi duyguları doğrudan tetiklemektedir.
Çocuklarda gözlemlenen değersizlik duygusu ise ihmal veya istismarın, akran zorbalığının göstergesi olabilmektedir.
Bunlara ek olarak, şizofreni ve bazı kişilik bozukluklarının belirtilerinde de yer almaktadır.
Özet olarak, depresyon yaşayan bireyler ve çocukken ihmal veya istismara uğramış yetişkinler sıklıkla değersiz hissetmektedir. Bir kısır döngü olarak, değersizlik hissi, kişileri depresyona daha yatkın hale getirebilir, ihmal ve istismara açık olmaya sebep olabilir.
Değersiz hisseden kişi, depresyonda ise ve gerekli olan desteği almazsa, değersizlik duygusu ile intihara sürüklenebilir. Bu sebeple, destek alması büyük önem taşımaktadır.
2.Fiziksel Sağlık
Fiziksel açıdan kendisini sağlıksız hisseden kişiler, değersiz hissetmeye de yatkın olurlar. Örneğin, yürüme veya bazı gıdaları tüketme gibi konularda kısıtlanmalara maruz kalmak.
Aynı zamanda değersizlik duygusu da, fiziksel sağlığı olumsuz yönde etkileyebilir. Bu durumun sebebi ise kendisini değersiz hisseden kişilerin, sağlıklarına dikkat etmemesi ve sigara, alkol, madde kullanımına yatkın olmasıdır.
3.Çocukluk Travmaları
Yaşamınızda kalıcı izler bırakan olumsuz çocukluk anılarına sahip olmak değersizlik duygusunu olumsuz yönde etkilemektedir. Çocukluk dönemlerinde ihmal, istismar ve çevresindekiler tarafından kötü davranışlara maruz kalmış kişiler değersizlik duygusuna daha yatkındır. Çocuklukta yaşanan bu travmalar, önemsizlik ve değersizlik duygularını yetişkinliğe taşıyabilir. Araştırmalar gösteriyor ki, erken çocukluk travmalarının daha sonraki değersizlik duygularıyla ilişkidir.
4.Karşılaştırma
Çevrenizde daha önceden var olmuş veya şu anda var aşırı eleştirel, sizi başkalarıyla kıyaslayan kişiler varsa veya bunu kendi kendinize siz yapıyorsanız kendi değerinizle ilgili düşünceleriniz hızla olumsuz yönde değişebilir.
Kendi varlığımız ve dünya hakkındaki duygu, düşünce ve inançlarımız çocukluk dönemlerinde oluşmaya başlar. Genellikle kendimiz ile ilgili oluşan duygu, düşünce ve inançlar etrafımızdaki kişilerin bize yansıttığı duygu, düşünce ve yargılardan etkilenir. Eğer kendinize karşı aşırı sert olan olumsuz bir benlik oluşturduysanız, bu durum kendi kişiliğinizi, bakış açınızı, görünüşünüzü, zekanızı diğer insanlarla kıyaslamaya iter. Kendinizi başkalarıyla karşılaştırdığınızda ve bu karşılaştırmalar olumsuz hissettirdiğinde, kendinizi daha değersiz hissedersiniz. Bu tür olumsuz hislerle baş edebilmek için, başkalarında var olduğunu düşündüğünüz mükemmelliğin, gerçekçi olmadığını fark etmelisiniz.
5.Eleştiriler
Değersizlik duygusu, yaşamın erken dönemlerinde fazlaca eleştiriye maruz kalınmasıyla ilişkili olabilmektedir. Çünkü bu tür olumsuz deneyimler kişiyi doğrudan değersiz hissettirir. Bu hisler, zamanla birikerek artabilir, öz saygı ve öz değeri iyileşmesi zor bir hale getirebilir. Maruz kalınan eleştirilerden sonra sizde kendinizi acımasızca eleştirmeye başlayabilirsiniz.
Çevrenizdeki kişilerin eleştirilerinden çekindiğiniz için problemlerinizi küçümseyebilir, hatalarınızı görmezden gelebilirsiniz. Ancak bu durum, söylenen yalanlar sebebiyle kendinizi daha fazla değersiz hissettirecektir.
6.Kaybedilen Roller
Yaşamın her anında farklı yerlerde farklı rollere bürünüyoruz. Özel hayatımızda evlat, partner, anne/baba, dost, arkadaş gibi rollerimiz varken iş hayatımızda belirli ünvanlarla roller ediniriz. Bu rollerin herhangi biri veya birden fazlası zarar gördüğünde değersiz hissetmeniz olası bir durumdur.
Örneğin; boşanma gerçekleştiğinde ‘eş’ rolünü kaybetmiş oluruz. Böyle bir durumda kendi benliğinizi sorguladığınız veya kendinizi suçladığınız belli sorular, sorgulamalar öz değerinizi olumsuz etkileyebilir. Hayattaki tek bir rolümüzü kaybetmek, öz değerimizi tamamen yitirmemize yol açmasa da ağır bir hasar yaratabilir. Kaybedilen roller ardarda olduğunda, öz değer büyük ölçülerde zedelenebilir.
Kaybedilen roller olduğunda minimum hasar ile kurtulabilmek için tüm rollerinizin dışında aslında kim olduğunuza odaklanıp kendinizi anlamanız ve onaylamanız önemlidir. Tüm bu roller yokken de vardınız ve değerliydiniz, roller kaybedilse de varsınız ve değerli olacaksınız. Varlığınız veya değeriniz çevrenizdeki kişilere veya sosyal statülerinize bağlı değildir.
7.Olumsuzluklar
Yaşamın belli dönemlerinde, olumsuz durum veya kişilere fazlasıyla maruz kaldıysanız bu durumun sürekli olarak olumsuz gideceğini düşünmeye daha meyilli olabilirsiniz. Bu sebeple, kendinizi ve hayatı değersiz görmeye, motive olmanın anlamsız olduğunu düşünmeye başlarsınız. Ancak, yaşam her zaman iyi ve sorunsuz olamayacağı gibi sürekli kötü ve olumsuz da değildir. Yaşamınıza ve etrafımızdaki kişilere karşı olumsuz bir bakış açısıyla davranmak öz saygı ve öz değeri de olumsuz yönde etkilemektedir. Kendiniz için yapmanız gereken ne pahasına olursa olsun, olumsuzluklara yenik düşmekten kaçınmalısınız.
Zaman zaman yaşanan olumsuz olaylara kendinizin sebep olduğunu hissedebilirsiniz. Yaşanan olumsuzlukları içsel sebeplere bağlamak, değersizlik başta olmak üzere depresyon belirtilerimi tetiklemektedir.